31 Mayıs 2011 Salı
30 Mayıs 2011 Pazartesi
29 Mayıs 2011 Pazar
02:15
27 Mayıs 2011 Cuma
Do you?
24 Mayıs 2011 Salı
tabiri caiz ise Şeker Kız Yassie!
O,Yasemin Arslan onu ilk kez kırık dökük bir binanın önünde görmüştüm elinde kola ve sigara kutusu vardı.Merhaba dememe kalmadan kocaman sarılmıştı bana,o zamanlar utangaçtım hele gece varken çevremde yüzümü kaldırıp bakamazdım;yanlarında o derece utanırdım.Her neyse Yasemin o zaman gönlümü fethetmişti.Çok samimiydi çok sempatikti.(Gerçi hâlâ öyle ya)Sonra zaman geçti Bana değişim kavramını sevdirdi .Değişimin iyi birşey olduğunu onun sayesinde öğrendim ben.Belki o olmasaydı hâlâ değişimin kötü bir şey olacağını düşünecektim kim bilir..?Artık onu böyle daha çok seviyorum.Nedenini aslında bilmiyorum.Onun çok değişik bir büyüsü var bence.Onu görünce içimdeki kelebekler kozasından çıkıp uçuyor gökyüzüne doğru.Onun birde yazdığı bir blog var ki beni benden alıp götürüyor.Yani o yazıları kitap haline getirip baş ucu kitabı yapabilirim.Sayfaları her çevirdiğinde böyle arkada müzik çalacak şekilde dizayn edip bastırabilirim.İyi ki varsın Yasemin Arslan iyi ki seni tanıyorum.Sen bende çok özel bir yere sahipsin.Kısacası canımsın...
23 Mayıs 2011 Pazartesi
22 Mayıs 2011 Pazar
Polly'nin çiftliği
Sarılırsan içer içer sana sararım kalp.
19 Mayıs 2011 Perşembe
17 Mayıs 2011 Salı
and the oscar goes to ....
mümkün olur mu?
11 Mayıs 2011 Çarşamba
8 Mayıs 2011 Pazar
HER TERK EDİŞ,BİR VAZGEÇİŞTİR...
‘Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var…’ bile diyemiyorum…Bizim aramızda yarım kalan hiçbir şey olmadı,olmaz ki….Çünkü aramızda bir şey başlamadı bile…
Üzgün müyüm?...Delicesine…Peki ya kırgın?...Hayır,artık değil…Kırgın kalmamayı,delicesine üzgünken bile tebessüm edebilmeyi öğrendim artık.Sayende oldu…
Sayenden büyüdüm…Yaşlandım sayende…Senin deyiminle söyleyeyim ya da ben sayende ‘olgunlaştım’…
Artık eski ‘küçüğün’ yok,tükettim onu içimde…İçime akıttığım göz yaşlarımla boğdum bazı günler…Bazı günler kulaklarımda çınlayan sesinle çıldırttım zavallıyı…Kimi zaman kalbinin acıyan yerine,kanayan yerine bir çizik de ben attım o ‘küçüğün’ ün ve dayanamadı bu ıstıraba…Kurtulmak için öldü…Acı çekmekten bıktığı,tükendiği için öldü…Ben öldürdüm onu…Hem cezam da yok…Birini öldürdüm ama cezası yok ne güzel…En masum katilim sayende…
Şimdi bana ağlarken eşlik eden göz yaşlarım yok! ‘Küçüğün’ giderken onları da götürdü yanında…beni delirten o masum yüzün,o tatlı tebessümün yok hayallerimde,rüyalarımda onları da aldı yanına…Artık sesin çınlamıyor kulaklarımda o da gitti onunla…Artık daha yalnızım,daha bitkinim eskisinden…Zor oldu ‘küçüğün’ e veda etmek…En az sana veda etmek kadar zor oldu!Ama oldu…!!!
Ben yine severim elbet,yine yaşarım aşkı ölümüne…Dilerim sen de mutlu ol aşkınla…
‘‘HER TERK EDİŞ,BİR VAZGEÇİŞTİR…!’’
Beni senden vazgeçiren,beni sana terk ettiren SEN…Aşkından sakın vazgeçme!Onu sakın terk etme!
-alıntı-
ne güzel yazmış,yazan.